Cumhuriyet’in 100. Yılında
“Ankyra”dan yeni bir ülkenin başkentine uzanan yolculuk…

ESKİ ANKARA – ANITKABİR- GORDİON ANTİK KENTİ – SİVRİHİSAR- ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ

Ark. M. Nezih AYTAÇLAR danışmanlığında

GORDİON ANTİK KENTİ & Arslanhane Camii (Ankara) – Sivrihisar Ulu Camii (Eskişehir)
UNESCO Dünya Mirası Listesinde…

TUR PROGRAMI

06 Aralık 2024, Cuma: İZMİR > ANKARA TURU – ANITKABİR – ROMA HAMAMI/TİYATROSU – AUGUSTUS TAPINAĞI – JULIANUS SUTUNU – ARSLANHANE CAMİİ – HACI BAYRAM VELİ TÜRBESİ
Sabah saat 06.15 uçağı ile İzmirʼden Ankaraʼya uçuyoruz. Bir saat 15 dakika sonra Esenboğa Havalimanına iniş yapıyoruz. Ankara, Anadoluʼnun bağrında, önemli ticaret yolları üstünde yer alan ve tarihin her döneminde önemini koruyan bir kentimiz. Cumhuriyet tarihi açısından ise çok özel bir yeri var…

Şehir içine girdiğimizde, önce aracımızla panoramik bir tur yapacağız. Meclis Binası, Bakanlıklar, Kızılay, Eski Gar derken, günümüzde Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak hizmet veren I. Meclis Binasını göreceğiz.

ANITKABİR ziyareti sonrasında şehrin daha eski dönemlerine odaklanacağız. Göreceğimiz yerler arasında bir Galat kenti olan Roma Dönemi ANKYRAʼsından günümüze kalmış ve çok iyi korunmuş ROMA HAMAMI ile maalesef fazla agresif bir restorasyonun ya da “yenisini yapmanın” kurbanı olan ROMA TİYATROSU yer alacak. Üzerinde “yazıtların kraliçesi” olarak kabul edilen ve benzerleri arasında dünyadaki en iyi korunmuş Augustusʼun işleri [Res Gestae Divi Augusti] metnini içeren AUGUSTUS TAPINAĞI ve 362 yılında Roma İmparatoru Julianusʼun Ankyraʼyı ziyareti onuruna dikilmiş 15 m.lik JULIANUS SUTUNU bu döneme tanıklık eden diğer eserler arasında olacak.

Ankara doğumlu olan ünlü İslam mutasavvıfı HACI BAYRAM VELİ TÜRBESİ ile CAMİİ Ankaraʼnın erken Türk ve Osmanlı dönemleri için görmeden edemeyeceğimiz bir yapı. Ancak son derece mütevazı dış görünüşüne rağmen, içinde bir hazine saklayan AHİ ŞERAFETTİN [türbe külliyesi duvarına gömülü antik aslan heykeli sebebiyle ASLANHANE] Camii gezimizin gözbebeklerinden biri olmaya aday. Bu 13. yüzyıl başı yapısı Ahiler Ankaraʼsından günümüze kalmış. Afyon Ulu Camii, Sivrihisar Ulu Camii ve Beyşehir Eşrefoğlu Camii ile birlikte ahşap sütunlu camiler arasında müstesna bir yerde. Antik Ankyraʼdan devşirilmiş sütun başlıkları ve enfes çatı yapısıyla bizi çok etkileyecek. Zaten Anadolu’daki pek çok örnek arasından mimari ve sanatsal özellikleri, korunmuşluk ve bütünlük durumuna göre seçilmiş “Ortaçağ Dönemi Ahşap Hipostil Camileri” nden biri olarak 19 Eylül 2023 Salı günü UNESCO Dünya Mirası Listesinde kalıcı yerini aldı…

Akşam yemeğimizi güzel bir restoranda alacağız. Sonrasında otele yerleşme ve konaklama…

07 Aralık 2024, Cumartesi: ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ
Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra otelden ayrılıyoruz. 1997 yılında Avrupa’da Yılın Müzesi seçilmek gibi önemli bir başarıya imza atan ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİʼne gideceğiz. Atpazarı olarak isimlendirilen semtte, Ankara Kalesi’nin dış duvarı yanındaki iki Osmanlı yapısı, Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han düzenlenerek müzeye dönüştürülmüş. Yakın tarihli yeni sergileme çalışmaları ve yeni buluntulara ev sahipliği yapan ek bölümlerle daha da albenili bir hüviyet kazanan müze, adından da anlaşılacağı gibi Anadolu kültür tarihinin bir aynası gibi. Halen çok değerli eserlere ev sahipliği yapan müzeyi görmediyseniz bu geziyi kaçırmamalısınız; Taş devri yaşamına ait izler barındıran Antalya-Karain buluntuları ile Öküzini duvar resmi; insanların yerleşik yaşama ilk geçişini temsil eden ve benzersiz duvar resimleriyle hayranlık uyandıran Neolitik Çatalhöyük buluntuları; Kalkolitik [Bakır Çağı] dönemin en çarpıcı kültürel varlıklarının gün yüzüne çıkarıldığı Burdur-Hacılar eserleri; Erken Tunç Çağıʼnın “kral mezarları” nı barındıran ve günümüzde Ankaraʼnın simgesi olan güneş kurslarını içeren Alacahöyük ve Eskiyapar bulutuları; Orta Tunç Çağıʼnda Asur’lu tüccarların ticaret merkezi olan Kültepe / Kanişʼin çarpıcı eserleri; Geç Tunç Çağıʼndaki Hitit uygarlığını temsil eden Boğazköy / Hattuşa, İnandık buluntuları, Hattuşa Kral kapısı, Alacahöyük kabartmaları; Demir Çağı Geç Hitit kültürüne ait Malatya-Aslantepe / Melitene, Kargamış ve Gaziantep-Sakçagözü kabartmaları; aynı dönemin Orta Anadoluʼsundaki Phryg kültürüne ait Gordion Kraliyet Tümülüslerinin olağanüstü buluntuları, Ankara Phryg kabartmaları, Çorum Pazarlı pişmiş toprak bezemeli levhaları; Doğu Anadoluʼdaki Urartu kültürüne ait Adilcevaz ve Van-Toprakkale eserleri, Anadoluʼnun klasik çağlarındaki Yunan-Roma kültürüne ait seçme buluntular müzenin paha biçilmez koleksiyonları arasında ilk akla gelenler. Bu koleksiyonların her biri, tek başına ziyaret edilmesi gereken birer müze gibi ve gerçekten çok etkileyici…

Öğle yemeği molası sonrasında turumuza devamla, ANKARA KALESİ yamaçlarına yaslanan ve son yıllarda başarılı restorasyon çalışmaları ile ayağa kaldırılan eski Ankara evleri ile sokakları arasında dolaşacak, güzel fotoğraflar çekeceğiz.

Öğleden sonra Ankara’dan ayrılarak Sivrihisar’a hareket ediyoruz. Zaman durumumuza göre Sivrihisar’ı gezmeye başlayacağız. Akşam yemeği ve konaklama Sivrihisar’da.

08 Aralık 2024, Pazar: GORDİON – SİVRİHİSAR / ULU CAMİİ – ANKARA > İZMİR’E DÖNÜŞ
Sabah kahvaltısından sonra son günümüzü SİVRİHİSAR ve GORDİON Antik Kentine ayıracağız.
Eskişehir’in bir ilçesi olan SİVRİHİSAR’ı, Selçuklu’lar Camii, han, hamam, medrese gibi yapılarla donatmışlar. Ünlü mizah ustası Nasreddin Hoca’nın doğum yeri de Sivrihisar’dır. Sivrihisar tarihi mirasını korumaya özen gösteren bir ilçemiz. Gezip keşfedilecek pek çok yer var. Bunlardan bazılarını sayacak olursak; Açık Hava Heykel Müzesi, Tarihi Ermeni Kilisesi Surp Yerortutyun, Nasreddin Hoca Anıt Mezarı, Kilim Müzesi, Kurşunlu Camii, Seyyid Şeyh Mahmud Süzani Külliyesi, Mescitler, arastalar, tarihi evler, konaklar, hamamlar, parklar…

Mutlaka göreceğimiz en önemli mimari yapı ULU CAMİ olacak. 1274 yılında Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin müritlerinden Emineddin Mikail tarafından yaptırıldığı bilinen bu yapı, 67 direği ile Türkiye’nin en büyük ahşap direkli camisidir. Bu muhteşem camii de Anadolu’nun Ortaçağ Dönemi “Ahşap Hipostil Camiileri” seri mirası kapsamında 19 Eylül 2023 Salı günü UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesine girdi.

Sivrihisar, mimari mirasının yan ısıra, Nasreddin Hoca’nın hem doğumuna hem de ölümüne tanıklık eden topraklar olması bakımından da önemlidir. UNESCO, 1996 yılını Nasreddin Hoca Yılı olarak ilan etmişti. Çeşitli etkinlikler, özel yayım ya da dergilerin özel sayılarıyla kutlanan yıl kapsamında, ülkemizde sempozyumlar düzenlenmişti.

Öğle yemeği molası sonrasında Frig’lerin başkenti olan ve 18 Eylül 2023 günü UNESCO Dünya Mirası Listesine kaydedilen GORDİON ANTİK KENTİ’ne gidiyoruz.

Ankara’nın Polatlı ilçe sınırları içinde kalan kent bölge erken Tunç Çağı’ndan, Orta Çağa uzanan uzun bir yerleşim geçmişine sahip. İ.Ö. 1700’lerde Hitit egemenliğine girmiş. Ancak esas olarak İ.Ö. 12. yüzyılda bölgeye gelen Frig’lerin ilk siyasi ve kültürel başkenti olmasıyla ön plana çıkıyor.

Gordion Antik Kenti’nde görebileceğimiz yerler; öncelikle Gordion Müzesi, çakıltaşı mozaikler, Kayabaşı mozaiği, Galat mezarı, kentin ana giriş kapısı, saray bölgesi, güney kapısını sayabiliriz. Evlerin sadece temelleri günümüze kadar ulaşmış. En önemli buluntular ise soylular ve Frig krallarının gömüldüğü “Tümülüs” isimli tepecikler. Antik kentte yığma tepe şeklindeki bu anıt mezarlardan 128 adet bulunuyor. Orta Anadolu’da başka hiçbir yerde bu kadar fazla tümülüs yok.

Frig kraliyetinin ve diğer elitlerin mezarları olan Tümülüslerin en yükseğinin çapı 300 m, yüksekliği ise 53 m. Midas ya da babası Gordios için yapıldığı düşünülüyor. Lidyalılar tarafından Sardes Antik Kenti civarında yapılan Alyattes Tümülüsü’nden sonra Anadolu’daki en büyük ikinci Tümülüs.. İçinde MÖ 740 civarına tarihlenen sağlam bir ahşap mezar odasını bulundu. Bu mezar, dünyanın ayakta kalan en eski ahşap yapısı ve bu nedenle başlı başına eşsiz bir kültür varlığı…

Saray alanındaki yapıların birinde bulunan çakıl taşı mozaik taban döşemesi ise Antik Çağ’da bilinen bu tip zemin döşemesinin en eski örneğini teşkil ediyor ve bu bezemeci döşeme tarzının ilk kez Frigler tarafından icat edildiğini gösteriyor. M.Ö 9. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen bu mozaikleri Gordion Müzesi’nde göreceğiz.

Gordion Müzesi’nde Büyük Tümülüs’ten (Midas Tümülüsü) çıkan fibulalar, kaseler, yazıtlar ve süsleme tuğlalar da sergileniyor. Müzede ayrıca Eski Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı, Geç Tunç Çağı, Erken Frig Çağı, Erken Demir Çağı, Geç Frig Çağı, Lidya, Helenistik ve Roma dönemine ait eserler de yer alıyor.

Gordion Antik Kenti ülkemizin önemli değerlerinden biri. Keşfetmekten çok keyif alacağımıza kuşku yok.

Gordion gezimizi tamamlayınca, Ankara’ya dönüyoruz. Zamanımız uygun olursa bir akşam yemeği molası sonrasında Esenboğa Havaalanına gidiyoruz. İzmir’e geri dönerken, “iyi ki” demekten kendimizi alamıyoruz… Kim bilir kaç kere gitmişizdir Ankara’ya, ama bu defa başka diyoruz…