Online Seminer (Ücretsiz)
11 Nisan 2023, Salı - 20.30
Kazı Başkanı
Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü / Yunan Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
Tarih: 11 Nisan 2023, Salı – Saat: 20.30
ÖZET
İzmir’e adını veren Smyrna antik kenti, Yamanlar Dağı’nın (antik Sipylos) güney eteklerinde, Ege Denizi’ne doğru uzanan küçük bir burnun üzerine kurulmuştur. Antik dönemde batısı ve güneyi denizle çevrili küçük bir yarımadadır. Kuzey rüzgarına kapalı bir koyun kenarında uzanan ve doğal bir limana sahip olan bu yükselti, Erken Tunç Çağından itibaren İzmir Körfezi’ndeki en önemli yerleşim alanlarından biridir. Zamanla denizden 21 metre yüksekliğe erişen ve günümüzde Tepekule (eski adıyla Hacı Mutso) olarak adlandırılan höyük, alüvyon dolgusu ve değişen deniz seviyeleri yüzünden artık denizden yaklaşık 600 metre uzaklıktaki bir tepecik haline dönüşmüştür.
Eski Smyrna, Roma İmparatorluk Devri’nden sonra gözlerden uzak kalmış ve yeri unutulmuştur. Eski Smyrna’nın yeri 19. yüzyılda Gropius adında bir gezgin tarafından keşfedilinceye kadar bilinmez. 1825 yılında Prokesch von Osten kentte görülebilen kalıntıları tanımlar. Bu sırada, Pausanias ve Strabon gibi antik kaynaklardaki bilgileri yorumlayan diğer Avrupalı gezginler, efsanevi Tantalos’un kentini ve mezarını bulmak için Yamanlar Dağı’nın (Sipylos) yamaçlarında araştırma yaparlar. Ancak 1930 yılında, F. ve H. Miltner’in Hacı Muço adı verilen küçük tepecikte bir yıllık bir arkeolojik kazı yapmasıyla, Eski Smyrna’nın asıl yerleşim yeri ortaya çıkar.
Bayraklı Höyüğü’nde ilk sistemli kazılar 1948-51 yıllarında Atina İngiliz Arkeoloji Enstitüsü ile Ankara Üniversitesi’nin ortak kazısı olarak J.M. Cook ve E. Akurgal başkanlığında yapılmıştır. 1948-1951 yılları arasında gerçekleşen Türk-İngiliz ortak kazılarında, gerek Smyrna tarihi gerekse tüm klasik arkeoloji dünyası için çok önemli veriler elde edilir.
Höyükteki ikinci dönem kazıları 1966-1992 yılları arasında Ekrem Akurgal başkanlığında sürdürülmüştür. Akurgal bu kazılar süresince Bayraklı Höyüğü’nde Geometrik, Arkaik ve Klasik dönemlere ait yerleşme katlarını ortaya çıkartmış ve Smyrna’nın MÖ 7. Yüzyıldan başlamak üzere 3 yüzyıl boyunca ticari ve siyasi faaliyetin toplandığı bir merkez olduğunu savunmuştur.
Üçüncü dönem kazıları 1993 yılından 2012 yılına kadar Meral Akurgal tarafından yürütülmüştür. İki yıl aradan sonra Prof. Cumhur Tanrıver tarafından yönetilen kazılar, aktif bir şekilde devam etmektedir.
M.Ö. 11. yüzyılda bir Aiol şehri olarak kurulan Smyrna’da, özellikle M.Ö. 700-550 tarihleri arasında, mimarlık alanında büyük bir atılım gerçekleşmiştir. Kenti çevreleyen suru, çok odalı, banyolu evleri, kutsal yapısı, kamu hizmeti veren çeşmesi ve geometrik dokulu kent planı ile Smyrna, Batı Anadolu’da Arkaik Dönem için ideal bir kent örneğidir. Batı Anadolu’da şimdilik savunma sistemi en iyi ortaya çıkarılmış kenttir. Kazılar, önemli bilimsel sonuçlar ortaya koymaktadır. Öncelikle, Hellen göçünün 1050 tarihlerinde gerçekleşmesi ve kentteki tapınağın, Anadolu’da bulunan en eski Hellen Tapınağı olması önemli keşiflerdir.
Smyrna turizm yönünden çekici bir ören olmamasına karşın, modern İzmir’in tarihi kimliğini sergileyen bir açık hava müzesidir.
REZERVASYON – KAYIT:
Seminerlerimiz “ZOOM” üzerinden yapılmaktadır. Telefon veya e-mail ile yahut web sitemizdeki program detayındaki rezervasyon formu üzerinden bizimle temas kurmanızı rica ederiz.
0 (232) 464 07 18 – 463 60 43 – 0 (549) 717 17 40
ebrulitur@ebruliturizm.com.tr – https://www.ebruliturizm.com.tr
ONLINE SEMİNERİMİZ ÜCRETSİZDİR
Katılım için kayıt zorunludur.
KAYIT:
Seminerlerimiz “ZOOM” üzerinden yapılmaktadır. Telefon veya e-mail ile yahut web sitemizdeki program detayındaki rezervasyon formu üzerinden bizimle temas kurmanızı rica ederiz.
0 (232) 464 07 18 – 463 60 43 – 0 (549) 717 17 40
ebrulitur@ebruliturizm.com.tr – https://www.ebruliturizm.com.tr
NOT: Online konferans ve seminerlerimize kayıtlı kişiler dışında erişilmesi; bunların görüntülenmesi veya herhangi bir kişi tarafından kopyalanması, çoğaltılması, üçüncü kişilerle paylaşılması kanun ve mevzuat hükümlerine aykırı olup, suç unsuru teşkil etmektedir.